27 Ekim 2025 - 16:08
Türkiye’nin Suriye Politikası Değişiyor: Yılmaz Ataması Sadece Bir Büyükelçi Değil, “Özel Elçi” Rolüyle Atandı

Türkiye, Suriye’de başlattığı yeni diplomatik oyun tahtasında, sade bir büyükelçi atamasının ötesine geçti. Nuh Yılmaz’ın Şam’a gönderilmesi, hem fiili pazarlıkların hem de sahadaki askeri-politik aktörlerle yakın bağların yönetilmesini amaçlayan stratejik bir hamle. Bu atama, Türkiye’nin hem bölgedeki doğrudan çıkarlarını korumaya hem de kurduğu ittifakları pekiştirmeye dönük yeni safhasının işareti.

Uluslararası Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA-  Türkiye, 13 yıl aradan sonra Suriye’ye yeniden büyükelçi atayarak iki ülke arasındaki ilişkilerde sessiz ama etkili bir dönüm noktasına imza attı. Bu atama, yalnızca diplomatik bir jest değil; aynı zamanda Suriye’deki yeni dengelere uygun biçimde kurgulanan çok katmanlı bir stratejinin ilk halkası olarak değerlendiriliyor.

Nuh Yılmaz ismi, Dışişleri koridorlarında uzun süredir Suriye dosyasıyla anılan bir figür. İstihbarat kökenli bir geçmişe sahip olması, sahadaki karmaşık yapıları ve gruplar arasındaki ilişkileri yakından bilmesini sağlıyor. Bu nedenle Yılmaz’ın görevlendirilmesi, “teknik bir atama” değil; doğrudan sahadaki aktörlerle iletişim kurabilecek, diplomasi ile güvenlik arasındaki ince çizgide yürüyebilecek bir “özel temsilci” görevi niteliği taşıyor.

Türkiye’nin Suriye politikasında son dönemde gözlemlenen yön değişimi, askeri müdahale ve caydırıcılıktan ziyade, diyalog ve yerel yapılarla etkileşime odaklanıyor. Ankara, Şam yönetimiyle diplomatik kanalları yeniden açarken aynı zamanda kuzeydeki muhalif unsurlar üzerindeki nüfuzunu da koruma arayışında. Yılmaz’ın, Ulusal Ordu başta olmak üzere bölgedeki birçok grubun lideriyle geçmişten gelen bağlantıları bu süreci kolaylaştırabilecek bir unsur olarak görülüyor.

Suriye ile diplomatik normalleşme süreci, aynı zamanda Türkiye’nin iç siyaseti ve bölgesel dengeleri açısından da önemli sonuçlar doğurabilir. Özellikle mülteci meselesi, sınır güvenliği ve terör tehdidi gibi başlıklarda Ankara’nın Şam’la kuracağı yeni ilişki biçimi belirleyici olacak.

Yılmaz’ın atanması, Türkiye’nin Suriye denklemine sadece dış politikada değil, bölgesel güç mücadelesinde de yeni bir sayfa açtığını gösteriyor. Bu hamleyle Ankara, masada ve sahada aynı anda varlık gösterebileceğini, artık yalnızca gözlemci değil, oyunu kuran aktörlerden biri olduğunu açıkça ilan etmiş oldu.

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha